İş Bankası’nın katkılarıyla çekilen BKM yapımı ‘Bir Cumhuriyet Şarkısı’ adlı sinema filmi, Cumhuriyet’in kültür – sanat devriminde; Atatürk’ün isteğiyle ‘Özsoy Destanı’nın bestelenerek sahnelenmesiyle atılan ilk adım sırasında verilen eşsiz mücadelede yaşananları gözler önüne serecek. Ön hazırlık dönemi 1.5 yıl süren, ‘Bir Cumhuriyet Şarkısı’nı Yağız Alp Akaydın yönetirken kamera karşısına güçlü bir oyuncu kadrosu geçti. ‘Bir Cumhuriyet Şarkısı’, birçok açıdan Türk sinemasının özel filmlerinden biri. Filmi özel kılan unsurlardan biri; Atatürk’ün farklı bir yönünün ilk kez gözler önüne serilecek olması. Bir diğeri; bugüne kadar işlenmeyen bir konunun ele alınması. O konu da Türkiye Cumhuriyeti’nin kültür devriminin ilk adımında yaşananların aktarılacak olması. ‘Bir Cumhuriyet Şarkısı’nda Kim Kimdir? • Salih Bademci… Ahmet Adnan Saygun • Ertan Saban… Mustafa Kemal Atatürk • Ahmet R. Şungar… Münir Hayri Egeli • Birce Akalay… Nimet Vahid • Melis Sezen… Mediha • Şifanur Gül… Nükhet • Mehmet Özgür… Süleyman • Burak Bilgili… Nurullah Şevket • Emre Karayel… Nuri Conker • Bensu Soral… Miti • Okan Yalabık… Osman Zeki Üngör ‘Bir Cumhuriyet Şarkısı’nda Ahmet Adnan Saygun’u canlandıran Salih Bademci, mesleğinin kariyer dönemini yaşıyor. Yılmaz Erdoğan’ın yazdığı ‘Aydınlıkevler’ adlı tiyatro oyunundaki başarılı performansından sonra Ahmet Adnan Saygun yorumundaki performansı, ‘Bir Cumhuriyet Şarkısı’nı galada izleyenlerin alkışını aldı. Salih Bademci, Ahmet Adnan Saygun’un canlandırmak için nasıl bir hazırlık dönemi geçirdiğinden Türkiye Cumhuriyeti’nin kültür devrimine ışık tutması nedeniyle ‘Bir Cumhuriyet Şarkısı’nın önemine kadar birçok konuda Habertürk’e açıklamalarda bulundu. • ‘Bir Cumhuriyet Şarkısı’nda tarihi bir kişiliği; Ahmet Adnan Saygun’u canlandırdın. Neler hissediyorsun? Ben, filme, çok az bir zaman kala dâhil oldum. Hikâyesi itibarıyla çok güzeldi ve sıcaktı. Biraz endişe bile ettim. Çünkü şimdiye kadar izlediğimiz Cumhuriyet filmlerinden çok farklı. Kültür devrimini konu alıyor. Bir Cumhuriyet filmi, bu konuyu ilk defa işliyor. Bir diğeri, alışık olduğumuzun dışında çok gerçek karakterleri çok samimi ve sıcak verdiğimiz bir film. Genelde Cumhuriyet’in kuruluşunu ya da Mustafa Kemal’i anlatırken daha kumandan taraflarını gördüğümüz yerin dışında şu anda biz Mustafa Kemal’i aslında ülkesinde kültür devrimi yapmak isteyen bir devrimci olarak, idealist bir insan olarak görüyoruz ve bu çok keyifli. Bunun yanında Osman Zeki Üngör’den Ahmet Adnan Saygun’a kadar bir sürü gerçek karakterle karşılaşıyoruz. Türkiye’nin ilk opera sanatçısı Nimet Hanım ile tanışıyoruz. O yüzden bence film bu anlamda herkese çok orijinal gelecek. İzledikleri diğer Cumhuriyet filmlerinden çok farklı gelecek. Sıcak gelecek. Film aynı zamanda komedi unsurları da içeriyor. "ASLINDA BİRAZ PERDE ARKASINDA KALMIŞ BİRİ" • Gerçek kişileri canlandırmak mutlaka daha keyiflidir ama ağır da bir sorumluluğu vardır. O kişiler, bir de tarihe geçmiş kişilerse sanıyorum sorumluluk daha da artıyor. O ağır sorumluluk sana neler hissettirdi? Normalde insanların alışık olduğu, gördüğü, dinlediği, şahit oldukları karakterleri yansıtmak her zaman daha zordur. Rahmetli Ahmet Adnan Saygun bir besteci, bir müzik insanı. Aslında biraz daha perde arkasında kalmış biri. Sahne üzerinde var olmuş, insanların canlı canlı çok da fazla tanık oldukları biri değil. Hakkında çok fazla şey okudum. Bu film özelinde konuşuyorum, bir yerden sonra şuna karar verdim: Ben doğruyla beraber aslında insanlara güzel ve izlenebilir bir şey de vermek zorundayım. Ahmet Adnan Saygun’un birçok özelliği film özelinde çok kullanılabilir ve uygun gelmedi. Ve o yüzden o özelliklerini tercihe etmemeye çalıştım. Evet, bir miktar üzerinden geçtim ama çok da gerçek karaktere bağlı kalmadım ama tekrar söylüyorum, Ahmet Adnan Saygun olduğu için, daha insanların isim olarak ya da eserleriyle tanıdığı bir insan olduğu için, kişisel olarak çok da şahit olmadıkları bir karakter olduğu için böyle bir lüksüm oldu. Bu kadar sıcak bir filmde ben de oynadığım karakteri birazcık daha eğip büküp esnetip filmin estetiğine uygun hale getirmeye çalıştım. "EN BÜYÜK TEŞEKKÜRÜM ONLARA" Ahmet Adnan Saygun (1907 – 1991) • Karakter için özel bir çalışma yaptın mı? Çok kısa bir zamandı ama piyano derslerini aldık, eserleri dinledik. Sette çok yardımcı oldular. Buradan yeri gelmişken teşekkür edelim; Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası ve Ankara Devlet Opera ve Bale Orkestrası’na teşekkür etmek istiyorum. Oradaki sanatçıların o kadar yararları oldu ki onlar bize eşlik ettiler. Sahne üzerinde aslında bütün sanatçılar gerçekten sanatçıydı. Hiçbiri yardımcı oyuncu değildi ve inanılmaz yardımları dokundu. Tek tek hepsine yürekten teşekkür ediyorum. Orada bizi iyi hissettirdiler. Hiçbiri de; “Bu adam kim, şimdi bize maestroculuk oynuyor?” demedi. O kadar iyi hissettirdiler ki özellikle filmin final sahnesinde hakikaten gözlerim doldu. Biliyorsunuz enstrüman çalmak çok ciddi bir iştir. Çocukluktan başlar. Bana bu kadar sıcak, yakın ve destekleyen bir tavırda yaklaştıkları için benim en büyük teşekkürüm onlara. "O CÜMLEYİ VEREBİLİYORSAK BAŞARMIŞIZDIR" Mustafa Kemal Atatürk, Özsoy Destanı’nı ülkemizi ziyaret eden İran Şahı Rıza Pehlevi’nin onuruna hazırlattı. • Ahmet Adnan Saygun’un en çok hangi özelliği seni etkiledi? Cumhuriyet’in kurulması bir savaş ve bir sürü devrim ama aynı zamanda bir kültür devrimi. Sanat anlamında bir atılım. İzleyicilere; “Biz küllerinden doğan fakir bir devlet olmanın yanında aynı zamanda bunun da gerekirse altından kalkabilecek kadar azimliyiz ve bunu da istersek yaparız” cümlesini verebiliyorsak, film zaten başarısına ulaşmıştır. "ÇAĞ OLARAK TUHAF BİR YERDEYİZ" Ahmet Adnan Saygun’un eşi Mediha Hanım’ı Melis Sezen canlandırdı • İzleyicilerin salondan çıkarken neler hissetmelerini istersin? O zamanlara imrenmelerini isterim. Umarım herkes filmi izledikten sonra bizim çektiğimizdeki kadar heyecan ve mutluluk duyar. Umarım film herkesin ağzında çok güzel bir tat bırakır. Ve umarım insanların kafasında bir şeyleri değiştirir. Çünkü hakikaten çağ olarak da tuhaf bir yerdeyiz artık, hızlı tüketimle her şeyin sabun köpüğü olduğu bir yerdeyiz. O yüzden, insanlara küçük bir şey verebiliyorsak, bence yeterlidir. "OLABİLDİĞİNCE DENGELİ KALMAYA ÇALIŞIYORUM" ‘Aydınlıkevler’ • ‘Aydınlıkevler’ adlı tiyatro oyunu ve şimdi de ‘Bir Cumhuriyet Şarkısı’ filmi… Mesleğinin kariyer dönemlerinden birini yaşıyorsun. Bu konuda neler hissediyorsun? Bence bir oyuncunun dönemi diye bir şey olmuyor. Bazen bir çıkış, ivme yakalanıyor. Sanıyorum ben bir şeyleri yaptıkça ve daha ileriye gittikçe bana daha çok korku geliyor. Çünkü bir sonrasındaki adım ne olacak, diye düşünmeye başlıyorum. Bir yandan da kendini tekrarlamamaya ya da daha fazlasını başarmaya kendini motive ediyorsun. Bir yandan akan bir hayat var, ailen var, arkadaşların var, onlardan geri kalmamak istiyorsun. O yüzden hem biraz korku duyuyorum hem de “Tamam, bu kadar da hırslı olma. Tabii ki her şeyin de günü gelecek ve bir sonu olacak” duygusuna kapılıyorum. Böyle hissediyorum. O yüzden olabildiğince dengeli kalmaya çalışıyorum. Stresimi de dengelemeye çalışıyorum. Tabii burada yanımda zarar gören çok fazla arkadaşım ve ailemden bir sürü insan oluyor. Hakikaten çok çelişkili ve gelgitli bir dönem yaşıyorsunuz. "EN BÜYÜK HEDEFİM PARTİ BİTMEDEN TERK ETMEK" Münir Hayri Egeli’yi Ahmet Rıfat Şungar canlandırdı. • Mesleğin adına özellikle neyi başarırsan kendini çok özel hissedersin? Hayal etmek çok güzel ama onlar hedefe dönüştü mü sıkıntı yaratıyorlar. Çünkü içindeki istekler o zaman hırsa dönüşüyor. Her oyuncunun çeşit çeşit hayalleri vardır ama benim en büyük hayalim, zamanı geldiğinde herkese teşekkür edip sahneden çekilmek. Yani parti bitmeden terk etmek en büyük hedefim. • Emekli olmayı mı düşünüyorsun? Hayır, sadece zamanında çekilmek istiyorum. ‘Bir Cumhuriyet Şarkısı’nın biletleri satışa çıkarıldı. • Zamanı, ne zaman? Bilmiyorum… “Artık benden bu kadar” hissiyatı geldiği zaman kendimi zorlamak istemiyorum. • Sana o hissiyatın geleceğini düşünmüyorum… Böyle büyük cümleler kuruyorum ama yarın öbür gün rezil olmaktan da korkuyorum. O söz çok güzeldir; “İnsan, parti bitmeden önce o partiyi terk etmeyi bilmeli.” O yüzden ben de öyle dostlar biriktirmeye çalışıyorum. Bana birinin şunu demesini istiyorum; “Yapma artık.” "ENTRESAN BİR DENEYİM OLACAK" • ‘Bir Cumhuriyet Şarkısı’ ve ‘Aydınlıkevler’in yanı sıra yeni bir çalışman olduğunu duydum. Nedir o? ‘Fanatik’ adlı bir oyunum var. Şu anda İKSV Festivali’ne hazırlanan bir oyun var; ‘İstanbul Mon Amour’un altında ‘Sesler’ diye bir oyun. Tek kişilik bir oyun ve ilk defa tek kişilik bir oyunda sahneye çıkacağım. Bu benim için biraz stresli. Detayını vermeyeyim ama küçük bir de zorunluluktan dolayı böyle bir şey geldi başıma. O yüzden çok heyecanlıyım ama aynı zamanda biraz da kaygılıyım. Çünkü tek kişi sahneye çıkmak bana çok fazla geliyor. Korkutucu geliyor. İlk defa deneyeceğim. Belki de önünü alamayabilirim. Çok hoşuma gidebilir. Sonradan buna devam edebilirim. Zaten sadece festival kapsamında oyunu iki defa oynayacağım. Bakalım, enteresan bir deneyim olacak. "BU AYMAZLIĞA ARTIK SON VERİLMELİ" • Bugünlerde en çok neye kızıyorsun, neye üzülüyorsun? Türkiye’deki kadın cinayetleri konusunda. Bir film PR’ında söylemeyi tercih etmezdim ama artık her yerde söylenir hale geldi. Artık Türkiye’deki bu aymazlığa birinin son vermesi gerekiyor. REKLAM "Milli bir gurur" Haberi Görüntüle Karakterlerini anlattılar Haberi Görüntüle
Kaynak
EKONOMİ
5 gün önceEKONOMİ
7 gün önceEKONOMİ
9 gün önceGENEL
13 gün önceEKONOMİ
13 gün önceGENEL
13 gün önceGENEL
15 gün önce